'Halkın Umudu' Kılıçdaroğlu

'HALKIN UMUDU KILIÇDAROĞLU'

Kemal Bey, son seçim hezimetinden sonra yaptığı ilk grup toplantısında yandaşlarını nasıl bağırtıyordu hatırlayın: "Haaalkınuumudu Kı-lıç-dar-oğ-lu'

Tabii bu tezâhüratı duyan halk mutlaka şöyle bir etrafına bakmıştır, 'Benden mi bahsediliyor' diye...

Aslında o kadar garipsenecek bir şey yok. Zira o tezâhüratı atanlar muhtemelen sadece ekmek parası peşindeydi, yani esasen işlerini yapıyorlardı.

Yalnız beni kıllandıran bir durumu okurla paylaşmam lazım: 'Halkın umudu Kılıçdaroğlu' diye goygoyculuk edenlere dair bazı şüphelerim var: Sakın bunlar rakip firmanın adamları olmasın! Neden böyle düşündüm? E Tayyip Bey'in adamları az tilki mi, 'Aman deyim, Kemal Bey dokuzuncu yenilgisini alınca gurur falan yapıp çekilir mekilir' diye paniğe kapılmış, bu tehlikeye karşı bir çare düşünüp Kemal Bey'e moral için bunları CHP grubuna göndermiş olmasınlar.

Öyle kolayca yabana atılır ihtimal değil.

Adamlar düzenlerini kurmuş, bu düzene çomak sokacak bir muhalefet dertleri de yok, Kemal Bey onlar için Allah'ın bir lütfu. Kemal Bey dokuz seçim daha 'halkın umudu' olsa fena mı olur yani? Öyle ya, başlarına durup dururken bir 'Muharrem belâsı' almaya ne lüzum var? Bu Muharrem denilen adama ' Bana bak Muharrem!' diyorsun, 'Baktım sana, söyle Recep!' diye cevap geliyor.

Böyle çatal dilli halkın umudu mu olurmuş!

Neme lazım, iyidir Kemal Bey. Muhalefeti Kemal Bey olan bir iktidarın dünyada sırtı yere mi gelirmiş!

Tam da bu yüzden, seçimi daha yeni kazanmış AK Partililerin bugünlerde gözü kulağı CHP'den gelecek haberlerde. Kemal Bey'e karşı kurultay toplamaya çalışanları endişeyle takip edenler asıl AKP'liler. Ellerinden bir şey de gelmiyor ama Kemal Bey için endişeliler, ona sahip çıkmayı bir 'vatani görev' mertebesinde görüyorlar.

Kemal Bey de CHP Genel Başkanlığı'nda oturmaya devam etmesinin bir nevi 'vatana hizmet' olduğunun idrakinde olmalı ki koltuğu adeta 'vatanı gibi' müdâfâ ediyor. Tabii CHP'nin içinde bu vatan müdâfâsını idrak edemeyen, bunu 'koltuk sevdası' zanneden bozguncular yok değil. Bunlar kendi aralarında şöyle konuşuyorlarmış :

"Kemal Bey bize 'müsaade edin bir seçim daha kaybedeyim' diyor. 'Ondan sonra söz, toplayacağım kurultayı.Değişim olacak merak etmeyin' diyor. Değişim olacaksa neden şimdi olmuyor, değişim için neden bir seçim daha kaybetmemiz gerekiyor?"

Bu soruyu soranlar Kemal Bey'in hesabını kavrayamıyorlar tabii. Kemal Bey ki kaçın kurrası, sekiz senedir kaç seçim kaybetmiş gelmiş, 'hezimetlerde pişmiş' bir siyasetçi.

Şöyle düşünüyor: " Yaklaşan belediye seçimlerini de kaybedeceğim kesin, tamam ama çantada keklik olan yerlerdeki belediye başkanlarını şimdi ben belirlersem, seçimden sonra kurultay topladığımda bu belediyelerin imkânları da bana çalışır. O zaman da başkanlığı kimse elimden alamaz. "

Sonra?

E sonrası mâlûm canım, gelsin yeni seçim zaferleri!...

Tabii Kemal Bey'in koltuğu bırakmaması meselesinde bir ihtimal daha var.

Tayyip Bey'in ağzında hani bir lâf var : ' Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır' diye... Tayyip Bey, hiç yenilgi görmediği halde niye böyle konuşuyor bakalım? Bize göre bunun cevabı belli: Tayyip Bey, bu mısraları kendisi için değil Kemal Bey için okuyor da onun için.

Yani?

Yani Kemal Bey'e demek istiyor ki, 'Üzülme, bir gün mutlaka da sen de yeneceksin, sakın pes etme, koltuğu bırakıp gitmeye falan kalkma!" Kemal Bey, şimdi bu mukadder neticeyi bekliyor olabilir. E o kadar yenilmiş işte, artık yenme sırası gelmiştir mutlaka, 2019 Mart'ında zor görünüyor ama 2023'te zafer kesin, şiir öyle diyor...Gerçi 'aldanma ki şâir sözü elbette yalandır' diye de bir lâf var, biz yine de inancımızı yitirmeyelim.

Yalnız zihni kurcalayan bir soru daha var: Bu şiiri hakîkaten Sezai Karakoç'un yazdığından emin miyiz bakalım? Sakın bunu Tayyip Bey'in kendisi Kemal Bey için yazmış olmasın.