Ortadoğu'nun kaypak siyasi dengeleri coğrafyadaki küçük aktörlerin önce reflekslerini sonra giderek karakterlerini belirler. Bütün hayatları bu oynak dengeler içinde hayatta kalmaya ayarlı aktörler konjonktürdeki değişimleri çok iyi gözlemek, ona göre tavır almak zorundadır.
Türkiye tarihinin son kırk yılına damga vuran en önemli aktörlerden biri olarak Abdullah Öcalan'ın objektif bir portresi henüz yazılmadı. Yazılmış olsaydı, Öcalan'ın 1970'lerin sonundan itibaren yaptığı hamleler bu oynak tavırlara sayısız örnek teşkil ederdi.
Öcalan 'şiddetin zoru'na ihtiyaç duyduğu zamanlarda bebeklere bile kurşun sıktırıp, 'tavuklarını bile yaşatmayın' diye talimatlar vermişti. Başka bir resim vermesi gereken zamanlarda ise 'akil adam', ' bilge kişi' rolüne de bürünebilir.
1999'da yakalandığında daha uçakta Türkiye'ye getirilirken onu ilâh gibi gören PKK tabanında hayalkırıklığı yaratacak şekilde 'devlete hizmete hazırım' diyordu.
Aynı yıl idam edileceği korkusuyla örgüte ateşkes talimatı verip beklemeye geçen Öcalan, 2004'de artık idam edilmeyeceğinden emin olduktan sonra ateşkesi bozup örgütünü yeniden çatışmaya sokacaktı.
2005 yılında devletle başlayan ilk üst düzeyde temaslardan sonra 2009'da kamuoyuna duyurulan açılım sürecine destek veriyordu. 21 Mart 2013'te silahlara veda mesajını yayınlayarak barış sürecini en ileri aşamasına taşımıştı. Ama bundan iki ay sonra Gezi Parkı eylemlerinde Amerika'nın hükümeti devireceğine inandığı için süreci hızla sona erdiren Öcalan'dır.
Daha sonra sürecin kaldığı yerden devamına onay veren de, Suriye'deki gelişmelerde örgütü için yeni imkânlar görmesi üzerine 'Rojava olmadan çözüm olmaz' diyerek süreci bir kez daha çökerten de aynı Öcalan.
Velhasıl, karşınızda bellli olmazsa olmazları bulunsa da nihayet Kürt- Türk barışına pekalâ erişilebileceğini inanmış ve bunu sağlamak için bu yolda kendi tarihi rolünü oynamaya hazır tutarlı bir aktör yok.
Bu lider karakteri ya da tipi, içinde bulunduğumuz coğrafyanın bize ödettiği bedellerden biri.
2013 Mart ayında Kürt - Türk barış süreci umut veren, aydınlık bir yol haritasına işaret ediyordu. Eğer, beş yıl sonra 2018 başlarında bu satırları yazarken barış umutları sönmüş ve binlerce genç hayatını kaybetmiş ve kaybetmekteyse bu tabloda Öcalan'ın ve ondaki bu karakter yapısının rolü küçümsenemez.