Amerikan 'Stratejik Aklı'nın Dönüşü

 

Çekilme Şartlara Bağlandı: İlk şart 'Kürtlerin korunması'

Amerika Başkanı Trump, çekilme kararından U-dönüşü yapmaya başladığının işaretini verdiği ilk konuşmada 'Kürtleri korumak istiyorum' demişti. İki gündür Tel Aviv'de bulunan ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton duruma ilk kez bu kadar açıklık getirerek çekilmenin şartları olduğunu, 'Türkiye'nin 'Kürtlere' yönelik bir askeri harekâta girişmemesi'nin bu şartlardan biri olduğunu söyledi. Bolton, 'Çekilmenin takvimi bu şartların yerine gelmesinden sonra tespit edilecek, Amerikan askerleri ayrılmadan önce bu şartların yerine geldiğini görmemiz lazım' diye konuştu. Ayrıca, 'IŞİD'in tamamen yok edilmesi' şeklinde gaye muğlâk, ne zaman ne şekilde gerçekleştirileceği bilinemeyen bir şart da var.

John Bolton'un İsrail'de yaptığı açıklamalardan sonra Suriye'den çekilme kararından fiilen vazgeçilmiş olduğunu düşünmek yanlış değil.

Çekilme Amerika'nın Değil Trump'ın Kararıydı

Trump'ın Washington'dan Tel Aviv'den Londra'dan Paris'e kadar bütün 'ilgili' merkezlerin tepkisiyle karşılanan çekilme kararından U-dönüşü yapması çekilmenin esasen 'Amerika'nın değil Trump'ın kararı' olduğunu, dahası bu kararın arkasında başkaca bir 'stratejik aklın'  da bulunmadığını gösterdi.

Amerika'da,  hadiselere dış politika veya jeopolitik açılardan değil iç politika ve kâr-zarar hesaplarıyla bakan bir Başkan var,; kararları böyle alıyor. Fakat Suriye'den çekilme 'herhangi bir karar' değildi, olağanüstü stratejik sonuçlar üretebilecek nitelikteydi ve öyle görünüyor ki Kürt jeopolitiğindeki süreçleri yöneten asıl aktörler devreye girip Trump'ı durdurdu. Çekilme'ye dair son açıklamalar Trump'ın Amerika'daki 'müesses nizam' karşısında iki hafta bile direnemediğini gösteriyor. Bir başka deyişle,  Amerikan derin devleti, 1991 yılından bu yana kurguladığı  'kukla Kürt devleti' senaryosunun bozulmasına müsaade etmedi. Suriye'deki askerlerini çekme kararı bu yolda  Suriye sahasında 2012'den bu yana alınan mesafenin yok olması demekti. Başta İsrail olmak üzere bu kukla devleti kendi hesaplarına uygun gören aktörlerden yükselen tepkilerin sebebi buydu. 

Bu anlamda 'çekilme kararı'ndan dönüş o kadar şaşırtıcı olmadı. 

PKK/PYD/YPG 'ye 'Kürtler' Demek Amerika'nın Bilinçli Tercihi

PKK ve onun Suriye'deki türevleri hakkında 'Kürtler' diye ifade etmeleri yeni değil, Amerikalı yetkililerin uzunca bir süredir bunu bilinçli bir tercih olarak yapıyor. Bu tutum Türkiye'ye karşı 1984 yılından beri silahlı mücadele veren, dünyanın en kanlı terör örgütlerinden biri olarak bilinen örgütün meşruiyet arayışlarında önemli bir kazanım. PKK, kırk yıldır kendisini 'Kürtlerin' temsilcisi' olarak sunmaya çalışıyor ama bunu başaramıyor. 2014 Ekim ayından itibaren örgütü silahlandırmaya başlayan Amerikan yönetimi ona Suriye sahasında meşruiyet kazandırma çabasını da uzunca bir süredir devam ettiriyor.

Türkiye'nin Tepkisi Ciddiye Alınmadı

Amerika Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton'un YPG'den 'Kürtler' ya da 'Kürt savaşçılar' diye söz etmeye devam etmesi hem Türkiye'nin tepki gösterdiği 'içerik ve üslûp'ta ısrar edildiğini hem de Türkiye'nin 'varoluşsal tehdit' algılamasını ciddiye almadıklarını gösteriyor. Türkiye'nin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü aracılığıyla tepki gösterdiği açıklamayı yapan Amerika Dışişleri Bakanı Mike Pompeo'ydu: "Başkan Trump'ın izlediği Suriye'den çekilme stratejinin temel unsurlarından biri Türkiye'nin Kürtleri katletmesini önlemektir. 'Dışişleri Bakanlığı açıklamasında, " Bakan Pompeo'nun PYD/YPG terör örgütünü Kürtlerle özdeşleştirmesi, eğer kasıtlı değilse, endişe verici bir bilgi eksikliğini göstermektedir.' denilmişti. Türkiye aynı açıklamada PYD/YPG örgütlerinin kendi güvenliğine 'varoluşsal tehdit' oluşturduğunu da belirtmişti. Açıklamadaki ifadeler şöyleydi : " Kürtler dahil tüm Suriye halkını kucaklayan ülkemizin bir terör örgütüyle mücadelesinin Suriye'deki belirli bir topluluğun hedef alındığı şeklinde çarpıtılarak takdim edilmesi asla kabul edilemez.Bu terör örgütünün DEAŞ ile mücadelede ortak olarak görülmesini de şiddetle kınıyoruz."
Türkiye, 'Biz Kürtleri katlediyor değiliz, fakat siz bir terör örgütüyle işbirliği halindesiniz' diyordu. Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton'un Tel Aviv'de yaptığı açıklama Mike Pompeo'nun sözlerinin hem herhangi bir 'bilgi eksikliği'nden kaynaklanmadığını açıkça gösterdi. Dahası bu açıklama Amerika'nın Türkiye'nin 'varoluşsal tehdit algılamasını' da hiçbir şekilde önemsemediğini gösteriyor.